Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;
Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;
H to show hint;
A reads text to speech;
3 Cards in this Set
- Front
- Back
- 3rd side (hint)
individual |
Birey, ferdi,bireysel,tekil |
Individual responsible=sorumlu kişi Individual data=tekil veri individual differences=kişisel farklılıklar/şahsi fark individual interview=bireysel görüşme on an individual basis=bireysel olarak—ayrı ayrı—teker teker—münferit olarak individual demand=bireysel talep individual predisposition= bireysel yatkınlık individual monitoring=bireysel gözlemleme
|
|
mutual |
Ortak, müşterek, karşılıklı,i iki taraflı |
Mutual effect=etkileşim Mutual understanding=karşılıklı anlayış agreement by mutual=karşılıklı anlaşma mutual covenants=karşılıklı vaatler,taahhütler mutual satisfaction=karşılıklı memnuniyet mutual concessions=karşılıklı ödünler come to a mutual understanding= uzlaşmak establish a mutual relation=bağ kurmak create an atmosphere of mutual trust= karşılıklı güven ortamı yaratmak within the framework of mutual / on the basis of mutual respect = karşılıklı saygı çerçevesinde the feelings is mutual=hisler karşılıklı /hisler tek tarafalı değil/ben de aynısını hissediyorum/ hislerinde yalnız değilsin everything is mutual=her şey karşşılıklı a mutual admiration society= karşılıklı birbirine hayranlık besleme(iltifat etme) (DEYİM) mutual benefit association=hayır cemiyeti/ derneği/kurumu mutual benefit=karşılıklı çıkar mutual assistance=karşılıklı yardım mutual interest=karşılıklı menfaat
|
|
Obvious |
Besbelli, ortada, bariz, apaçık, aşikar |
Obvious pick=bariz seçim Seem obvious=belli olmak not be obvious the eye= gözden kaçmak be obvious=meydana vurmak not obvious=kesin değil become obvious=belli olmak be blindingly/blatantly obvious= Tüm çıplaklığıyla ortada olmak for obvious reasons=açık nedenlerden dolayı from the ent of the bleeding obvious = sanki biz bilmiyorduk /bunu bilmeyen mi var to be obvious= açık omak gerekirse there is no need to state the obvious=bilineni tekrara gerek yok it is obvious=aşikardır it is obvious that=belli ki it is quite obvious=oldukça açıktır ki it is quite obvious that=kesindir ki /çok açık /oldukça açık the obvious=bariz olan şey all-too-obvious=çok bariz captain obvious=zaten Herkesçe bilinen şeyleri dile getiren kişi (DEYİM) be blindingly obvious=gün gibi ortada olmak (DEYİM) could you be any more obvious?= daha fazla belli edemezdin? it seems pretty obvious=durum apaçık ortada are we that obvious?= çok mu belli ediyoruz? is it that obvious?=o kadar belli oluyor mu?
|