Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;
Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;
H to show hint;
A reads text to speech;
11 Cards in this Set
- Front
- Back
- 3rd side (hint)
evolve |
Evrim geçirmek, yavaş yavaş gelişmek, evrimleşmek |
Evolve from/ out of something into something=bir şeyden başka bir şeye evrilmek Evolve out of=evrimleşerek -den gelişmek/ -den üremek/ -den gelişmek
|
|
Exploit |
Kahramanca davranış, kendi çıkarları için kullanmak, istifade etmek, sömürmek |
Exploit the religion=dini kullanmak / dini istismar etmek Exploit the situation=duurmdan faydalanmak |
|
feasible |
Uygulanabilir, olası, muhtemel, münasip, makul, gerçekleştirilebilir |
More feasible=daha uygun Basic feasible solution=temel olurlu çözüm |
|
fragment |
Küçük parça, kırıntı |
Sentence fragment= cümle düşüklüğü (dilbilim) |
|
habitat |
Bitkilerin doğal yetiştiği yer, ortam, yurt, vatan |
Natural habitat=doğal habitat/çevre/yaşam alanı Habitat protection=doğal yaşam ortamını koruma habitat loss=doğal yaşam alanının tahrip edilmesi/zarar görmesi |
|
Indigenous |
Yerli, doğal, özgü, fıtri, yöreye özgü |
Indigenous people=yerli halk Indigenous resources=iç kaynaklar indigenous knowledge=yerli bilgi arabized indigenous africans=araplaşmış yerli afrikalılar indigenous to=bir yerde doğal olarak bulunan Non-indigenous species=egzotik tür indigenous people=yerliler |
|
inherent |
Doğasında var olan, özünde olan , yaradılıştan, esas |
Inherent rights=temel haklar Inherent risk=içsel risk, doğal risk inherent moisture=doğal nem inherent ability=doğuştan yetenek inherent defect=yaradılıştan/doğuştan var olan kusur |
|
initial |
İlk harf, baş harf, baştaki, ilk |
Initial dose=ilk doz İnitial position=başlangıç konumu initial response force=erken müdahale kuvveti initial inspection=ön denetim initial declaration=ön açıklama initial a document=paraf atmak/ paraflamak according to initial reports/findings= ilk belirlemelere göre initial contribution=başlangıç katkı payı |
|
inquiring |
Meraklı, soru sorar gibi(bakış/yüz ifadesi), öğrenmeye hevesli, araştırıcı |
İnquiring mind=öğrenmeye meraklı |
|
Insight inspire |
İç yüzünü anlama , anlayış, içgörü, kavrama |
Pure insight=saf görme / bir olayı hiçbir etki olmadan görme Give insight=anlayış/ içerik kazandırmak offer an insight into=açılım yaratmak/sunmak , -e ışık tutmak gain insight into=iç yüzünü anlamak provide insight into = ışık tutmak/fikir vermek have a flash of insight= aydınlanma yaşamak gain insight about something=fikir sahibi olmak (deyim) |
|
inspire |
İlham vermek, ilham, esinlenmek, aşılamak, canlandırmak |
Inspire confidence=güven telkin etmek Inspire interest=ilgi uyandırmak inspire each other=birbirine ilham vermek inspire something in someone=birinde bir şey/duygu uyandırmak inspire with=-ile ilham vermek insire in=(bir şey/bir duygu) uyandırmak |