• Shuffle
    Toggle On
    Toggle Off
  • Alphabetize
    Toggle On
    Toggle Off
  • Front First
    Toggle On
    Toggle Off
  • Both Sides
    Toggle On
    Toggle Off
  • Read
    Toggle On
    Toggle Off
Reading...
Front

Card Range To Study

through

image

Play button

image

Play button

image

Progress

1/137

Click to flip

Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;

Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;

H to show hint;

A reads text to speech;

137 Cards in this Set

  • Front
  • Back

Blueberries

Yaban mersini

Zucchini

Kabak

Raspberries

Ahududu

Pear

Armut

Cabbage

Lahana

Beet

Pancar kökü

Cherries

Kiraz

Mussels

Midye

Rocket

Roka

Lettuce

Marul

Celery

Kereviz

Baked

Fırınlanmış

Roasted

Kavrulmuş, kızaetılmış(tava harici)

Grilled

Izgarada pişmiş

Fried

Kızarmış(tavada, yağda)

Kokoreç

Grilled sheeps intestines

Prawns

Büyük karides

Pejorative

Yerici, küçük düşürücü syn:derogatory

Derogatory

Aşağılayıcı syn:pejorative

Lose face

İtibarını kaybetmek, mahçup olmak

Turn a blind eye to sth

Görmezlikten gelmek

Out of the blue

Beklenmedik bir anda, ansızın

In the distance

Uzakta

Without fail

Muhakkak, mutlaka, şüphesiz

If all else fails

Btün bunlardan başarısız olursa, başka yol kalmazsa

Steer/stay clear of sth, sb

Kaçınmak, uzak durmak

Why/How on earth

Nasıl oluyor da

Be in a state

Become anxious or upset

Like mad

Delicesine

Flat out

Acele, son sürat

Trow a party

Parti vermek

Make friends

Arkadaş edinmek

Casual acquaintances

Eş doşt tanıdık

Good friends

İyi arkadaş

Close friends

Yakın arkadaş

Love at first sight

İlk görüşte aşk

Strong chemistry

Güçlü kimya

Soul mate

Ruh eşi

Have feelings for

Bir kişiye karşı duygu beslemek

The feeling is not mutual

Hisler karşılıklı değil

The feeling is not mutual

Hisler karşılıklı değil

He is just not my type

Kişilik yada görünüş olarak tipim değil

Unrequited love

Karşılıksız aşk

Childhood sweetheart

Gençlik aşkı

High school / college sweetheart

Orta okul/lise aşkı

Mutual friend

Ortak arkadaş

Make a commitment

Bağlanmak, adanmak, taahhüt vermek

Happily married

İyi evlilik

Proposes to woman

Kadına evlenme teklif eder

Has an affair

Karısını aldatmak

Cheating on their husband/wife/girlfriend/boyfriend

Aldatmak

Has the baby

Çocuk doğurmak

Gives birth to

Çocuk doğurmak

Adoptive parents

Evlat edinen anne ve baba

Raise the child

Çocuğu büyütmek, yetiştirmek

Bring up the child

Çocuk büyütmek, yetiştirmek

Adopted child

Evlatlık çocuk

Birth mother

Çocuğu doğuran anne

Biological mother

Biyolojik anne

Due date

Vade tarihi, bitiş tarihi

Baby is due may

Bebek mayısta doğacak

Give the baby up for adoption

Bebeği evlatlık vermek

Have an abortion

Kürtaj yaptırmak

Single mother

Bekar anne, eşinden ayrılmış çocuklu anne

Gets pregnant

Hamile kalmak

On good terms with each other

Birbirleriyle arası iyi

Mutual divorce/separation

Anlaşmalı boşanma

Pay child support

Çocuk nafakası ödemek

Sole custody

Tek bir eveveynin velayeti alması

Award sole custody

Velayeti kazanmak

Synonymous

Eş anlamlı

Sense

Mana, anlam

Interchangeable

Biri diğeri yerine kullanılabilen

Ambiguous

Belirsiz, muğlak

Ambiguity

Belirsizlik

Interpret sth

Yorumlamak

Transparent

Anlaması kolay, opak

Self-explanatory

Ekstra açıklamaya ihtiyaç duymayan, açıkça anlaşılan

Precise

Kesin, belli

Virtually

Neredeyse, hemen hemen

Phase

Evre, safha, aşama

Stage

Aşama, evre, faz

Wrapping paper

Kaplama kağıdı, ambalaj

Soul

Ruh

Spirit

Ruh

Irony, ironic, heavy irony

İroni, ironik, ağır ironi

Sarcasm

Acı alay, iğneleyici ve alaycı söz

Sarcastic

Iğneleyici, alaycı

Figurative

Mecazi, timsali, sembolik

Figuratively

Mecazi olarak

Literary

Edebi, yazınsal

Disapproving

Uygun görmemek, onaylamamak

Old-fashioned

Modası geçmiş, demode

Dated

Eskimiş, demode

In current use

Genel kullanımda, geçerli

Slang

Argo

İnsulting

Onur kırıcı, küstah, aşağılayıcı

Make fun of

Dalga geçmek, alay etmek, gırgır geçmek

Poke fun at

Alay etmek, tiye almak

Mocking

Alaycı, alay etme

Trace

İz, işaret

Deliberately

Kasten

Literal

Kelimesi kelimesine, tam, hakiki, mecazi olmayan

Crawl

Ağır ağır ilerlemek

Have second thoughts

Emin olmamak, tereddüt etmek

Be in two minds about sth

Bocalamak, birşey hakkında kararsız olmak

Sweet of sb

Nazik, kibar, sevecen

Be tied up

Meşgul olmak

Dawn on sb/sth

Dank etmek, anlamak

Ulterior motive

Art niyet, bir şeyin altındaki gizli niyet

Thick

Aptal

Be the last thing on sb's mind

Birisinin aklındaki son şey olmak

Get out of sth

Birşeyden kurtulmak, kaçınmak

Send sth/sb flying

Yere sermek, vurup uçurmak

You're not gonna believe this

(olumsuz şeyler için) buna inanmayacaksın

In the first place

Evvela, en önce, her şeyden önce

Get sth/sb to do sth

Birini birşey yapmaya ikna etme

Keep

Kalmaz(taze)

Keep sb going

Bana bir zamana kadar yeter

Put sth

Birşeyi özel bir şekilde yazmak yada söylemek

Push sb

Birisine yüklenerek daha fazla çalışmasını sağlamak

Leave sth to/with sb

Bir işi halletmesi için bir başkasına bırakmak

Make sth

Kaç yapar, kaçta olur.

Bring sb somewhere

Ona...... Getirdi, seni buraya getiren nedir. Birini özel bir duruma yada yere getirmek.

Come with

Birşeyle gelmek, Birşeyle ilişkilendirilmiş olmak, belli bir özellikle veya koşulla üretilmekte veya satılmak

Come in

Birşeyle gelmek, Birşeyle ilişkilendirilmiş olmak, belli bir özellikle veya koşulla üretilmekte veya satılmak. The chairs come in four different colours.

Do for sb/sth

Özel bir durum için yeterli yada kabul edilebilir olur mu?

All up

Totat

Frontier

İlimde keşif sahası, sınır

Cross over

Üzerinden geçmek

Fraud

Sahtekar, sahtekarlık

Small-scale

Küçük ölçekte

Harrass

Taciz etmek

Harassment

Taciz

Offence

Suç, saldırı

Up through to

.... den....... - ya kadar

Collocation

Tanzim, sıralama, kalıplaşmış söz öbeği