Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;
Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;
H to show hint;
A reads text to speech;
79 Cards in this Set
- Front
- Back
Lots of people
|
Birçok kişi
|
|
Most of people
|
İnsanların çoğu
|
|
at once
|
hemen, derhal
|
|
fist time
|
ilk kez
|
|
fool
|
aptal
|
|
cried
|
bağırdı, agladı
|
|
dear
|
canım
|
|
well
|
yani, iyi
|
|
leave
|
bırakmak, ayrılmak
|
|
somebody
|
biri
|
|
all wrong
|
tüm yanlış
|
|
through
|
aracılığıyla, sayesinde, yoluyla, baştan sonra
|
|
himself
|
kendisi, kendini
|
|
which
|
hangi
|
|
all mad
|
tümü deli
|
|
also
|
ayrıca, birde, hemde, da, de
|
|
but
|
ama
|
|
joke
|
şaka
|
|
fool
|
aptal
|
|
cannot
|
edememek, yapamamak
|
|
right
|
haklı, doğru, sağ
|
|
laugh
|
gülmek, eğlenmek, sevinmek
|
|
like that
|
böyle, şöyle, bunun gibi, işte böyle
|
|
like
|
gibi, beğenmek
|
|
get
|
almak, bulmak, edinmek, elde etmek,
|
|
for a long time
|
çok uzun zamandır, çoktan, epeydir, çoktan beri
|
|
go on
went on |
sürmek, ilerlemek, ileri gitmek, devam etmek
|
|
well
|
hoş, iyi, güzel, uygun, yerinde, pekala
|
|
interested
|
alaka, ilgi
|
|
in love
|
aşık, sevdalı,
|
|
do you know her?
|
Onu tanıyormusun?
|
|
still
|
hala, yine
|
|
then
|
ondan sonra, o zaman
|
|
go down
|
inmek, düşmek, azalmak, batmak
|
|
take away
|
kaldırmak, çekmek, götürmek
|
|
go away
|
ayrılmak, gitmek, yaylanmak
|
|
say that
|
diyelim ki
|
|
just then
|
tam o sırada, tam bu sırada
|
|
How can you talk like that?
|
Nasıl böyle konuşabilirsin?
|
|
sing like
|
kuş gibi ötmek, bülbül gibi şakımak
|
|
lover
|
sevgili, dost, hayran, aşık
|
|
quickly up
|
hızlı bir şekilde, hızlıca
|
|
come out
|
ortaya çıkmak, açığa çıkmak
|
|
everywhere
|
her yer
|
|
for the first time
|
ilk defa, ilk kez, ilk olarak
|
|
feet
|
ayaklar, ayak
|
|
whisper
|
fısıldamak,
|
|
heard
|
duymak, işitmek
|
|
that's why
|
bu yüzden
|
|
happen
|
meydana gelmek, olmak,
|
|
for ever
|
ebedi, daima, sonsuza dek
|
|
thought
|
fikir, düşünce, görüş
|
|
be sorry for
|
üzülmek, acınmak, acımak
|
|
put on
|
giyinmek, kuşanmak
|
|
strange
|
garip, tuhaf
|
|
happier
|
daha mutlu
|
|
bring down
|
aşağı inmek, düşürmek, yıkmak
|
|
below
|
alttaki, altındaki, aşağıya
|
|
crash down about (arround)
|
üzerine yıkılmak
|
|
going down
|
inme
|
|
terrible
|
korkunç, berbat, rezil
|
|
come away
|
ayrılmak, terk etmek, yerinden çıkmak
|
|
going away
|
uzaklaşmak, ayrılmak
|
|
hand in hand
|
el ele
|
|
bring
|
getirmek, razı etmek
|
|
chandelier
|
avize
|
|
interest
|
ilgi, alaka
|
|
no longer
|
artık, bundan böyle, daha fazla
|
|
come up
|
çıkagelmek, ortaya çıkmak, çıkagelmek
|
|
all the time
|
sürekli, her zaman
|
|
wrong
|
yanlış, bozuk, hatalı
|
|
ceiling
|
tavan, üst
|
|
thirsty
|
susamak
|
|
dying
|
ölmekte olan, ölüyor
|
|
torture
|
eziyet, işkence
|
|
freely
|
özgürce, isteyerek
|
|
for weeks
|
haftalarca
|
|
because of that
|
bu yüzden, yüzünden, sebebiyle
|
|
for a time
|
bir süre, bir müddet
|