Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;
Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;
H to show hint;
A reads text to speech;
116 Cards in this Set
- Front
- Back
Masalları bize iyi olanın her zaman kazandığını |
في القصص الخيالية ينتصر الأخيار دائما |
|
Adaletin eninde sonunda yerini bulduğunu |
تتحقق العدالة عاجلا أم أجلا |
|
Ve zamanın tüm yaraları iyileştirdiğini anlat |
ويداوي الوقت كل جرح |
|
Ama bu bir masal değil |
ولكن هذه ليست قصة خيالية |
|
Bak sol taraf var ya |
انظر أترى الجانب الايسر |
|
Oraya porselenleri bir koyarız |
سنضع البورسلين هناك |
|
Olur yerden tavana kadar da raf çakarız |
بالطبع يمكننا وضع الرفوف من الارض إلى السقف |
|
Aynen.sonra şu sağ taraf da kilimleri koyduk mu |
ثم سنضع البسط جهة اليمين |
|
Ondan sonra gelsin gelsin paracıklar |
ثم تأتي النقود |
|
Bu aradan senin idolünün gölgesindeyiz |
بالمناسبة سنكون تحت ظل معبودك |
|
Bende biraz önce falıma baktırdım |
زرت عرافة مؤخرا |
|
Geleceğimde kocaman bir vitrin gözüküyor |
اخبرتني انه يوجد نافذة متجر كبيرة في مستقبلي |
|
Senin kaderin değişiyor |
مصيرك يتغير |
|
Ama öyle dükkan vitrin falan değil |
ولكن الأمر لا يتعلق ب نافذة متجر |
|
Böyle senin alnına büyük bambaşka bir yazı yazılmış |
مقدر لك شيء مختلف شيء مهم |
|
Baba bir dükkan bulduk memo birlikte |
ابي انا و ميمو وجدنا متجرا |
|
Yanlız tabi kirası biraz tuzlu |
ولكن الايجار مكلف جدا |
|
Tamam az biraz eksiğimiz var ama |
بالطبع نفتقد إلى بعض النقود |
|
Yani böyle birkaç ay biz idare edecek paraya bulduk mu |
لو وجدنا بعض النقود التي ستسمح لنا بالاستمرار لبعض الشهور |
|
Gerisi zaten yavaş yavaş gelecek baba |
فسنتحسن تدريجيا |
|
Biz bu konuyu kaç defa konuştuk seninle |
كم مرة ناقشنا هذا الأمر يا بني |
|
Her defasında ben sana ne dedim |
بم كنت اخبرك كل مرة |
|
Memo para biriktirmek için işe başladı ya |
ميمو وجد وظيفة ليدخر بعض النقود |
|
Gece kulübünde çalışıyor |
انه يعمل في ملهى ليلي |
|
Bu kaçıncı iş |
في اي عمل |
|
Daha önce telefon işine girdiniz battınız |
مجددا بدأتم تجارة الاجهزة و افلستم |
|
Tekne işi yapalım dediniz yan yattınız |
بداتما تجارة جولات القوارب و افلستم |
|
En fazla ne kadar dayandı iki hafta |
ما اطول مدة استمررتما فيها /اسبوعان |
|
Yahu gıcır gıcır. Yepyeni dükkan |
انه متجر جديد في مكان رائع |
|
Muhit desen zaten efsane |
انه مثالي و سيفيدنا كثيرا |
|
Her şeyin yenisi makbul değildir |
كونه جديد لا يجعل منه مقبول |
|
Bak bu çarşının 600yıllık tarihi var |
انظر هذه السوق عمرها ٦٠٠ عام |
|
Yani baksana şu halimize sıkıştık kaldık buraya ya |
انظر إلينا نحن عالوقون هنا |
|
Yani bizim atılım yapmamız lazım biz büyümeliyiz büyümeli |
يجب أن نتقدم و ننمو |
|
Tamam hadi sen bir atılım yap da şu sipariş yerine teslim et |
حسنا اذهب للتقدم و سلم هذه الطلبية |
|
Dünkü turist kızın sipariş hatırladın mı |
طلبية سائحة امس الا تتذكرها |
|
Siktiğimin arabası |
سيارة لعينة |
|
Ya şey ya yerde buldum polise götürüyorum |
وجدتها على الأرض و سأذهب بها إلى الشرطة |
|
Duydun mu |
اسمعني |
|
Çalmayacaksın bir daha |
لن تسرق مرة أخرى |
|
iş bulacağız sana. Orda çalışacaksın |
ساجد لك عملا ستعمل هناك |
|
Ben senin ekemeğinle oynuyor muyum lan |
هل أتدخل في شؤونك |
|
Utanmıyor musun el kadar çocukları çalıştırmaya |
الا تخجل من إجبار الأطفال الصغار على العمل |
|
Bir daha benim çocuklara dokunmayacaksın |
لن تقترب من أطفالي مجددا |
|
şişkosu |
السمين اللعين |
|
F E ayasofyanın istambulun en değirli mirası olduğuna inanıyor |
فيصل ارديم يعتقد أن أيا صوفيا هو أقيم إرث في اسطنبول |
|
Restorasyonu için seçilmemiz bir onurdur |
اختياره لترميمه هو شرف |
|
F bey .Hayır işleri yaprak türkiyenin en zengin adamı olmadı |
السيد ارديم لم يصبح اغنى شخص في تركيا بسبب أعماله الخيرية فقط |
|
Kaynaklarım bu işten başka bir çıkarı olduğunu da söylüyor |
مصادري تشير بأن لديه اهتماما أخر بهذا المشروع |
|
Ozaman kaynakların seni yanlış bilgilendirmiş selinciğim |
اذا مصادرك ضللتك يا عزيزتي سيلين |
|
F bey ona iyilikler yapmış bu şehrin |
السيد ارديم يعتبر نفسه المنقذ المتواضع لهذه المدينة |
|
Günaydın uçuşunuz nasıl geçti faysal bey |
طاب صباحك كيف كانت رحلتك يا سيد ارديم |
|
Çok trafik vardı |
كان المرور مزدحما |
|
Ayasofya ihalesinde basınla konuşulacak konular |
هذه هي المواضيع التي ستناقش مع وسائل الإعلام في مناقصة أيا صوفيا |
|
Gazeteciler ihaleyi bir yarış gibi lanse etmeyi planlıyorlar |
وسائل الإعلام تخطط لجعل الأمر يبدو مثل السباق |
|
Mucizeler ve gizemlerin gerçek olabileceğini göstermek |
بني ليظهر لنا أن الالغاز و المعجزات يمكن أن تكون حقيقية |
|
Biz fanilere ebedi bir an yaşatmak için inşa edildi |
ولنجرب نحن البشر لحظة ابدية |
|
Onun restorasyonuna yardımcı olabilmek bir iş değil, onurdur |
ليست تجارة ولكن المساعدة في عملية الترميم شرف |
|
Napolyonun meşhur bir sözü vardır |
يوجد اقتباس عن نابليون |
|
Eğer dünya tek bir ülke olsaydı,başkenti istanbul olurdur/der |
لو كان العالم بلدا واحد فستكون العاصمة اسطنبول |
|
Ben bu sözü şöyle değiştiriyorum |
سأغير هذا الاقتباس |
|
Eğer dünya bir insan olsaydı kalbi muhakkak ayasofya olurdu |
لو كان العالم انسانا واحدا فسيكون قلبه بالتأكيد اسطنبول |
|
ihale sürecinde son günler efendim .Ne düşünüyorsunuz |
اقترب موعد المناقصة ما رأيك |
|
Ne düşünüyoruz leyla hanım Bundan sorasında siz devam edin |
ما رأينا يا آنسة.... اكملي من هنا |
|
1.500 yıldır ayakta burası |
هذا المكان متواجد هنا منذ ١٥٠٠عام |
|
Ne kadar uzun bir süre olduğunu anlayabiliyor musun |
أتدرك مدى طول هذه المدة |
|
Anlıyorum faysal bey |
اجل يا سيد ادريم |
|
Bak,kostantin de burdaydı fatih de |
قسطنطين و محمد الفاتح كانا هنا |
|
Hepsi kendi savaşını verdi.kendi hükümünü sürdü |
كلاهما حارب حروبه و كلاهما حكما |
|
Ama sonra ne oldu . Ne kaldı geriye |
ولكن ماذا حدث وقتها ماذا تبقى |
|
Bakıyorum,ihalenin heyecanı sizi de sarmış |
ارى انك متحمس أيضا للمناقصة |
|
Evet öyle oldu anlaşılan |
اجل اعتقد ذلك |
|
Yazık hep rakip olarak karşılaşıyoruz |
من المؤسف أن نكون منافسين دائما |
|
Ve ben her zamanki gibi iddialıyım |
وانا واثق كالمعتاد |
|
Ne diyeyim? iyi olan kazansın ozaman |
ماذا عساي أن أقول. اتمنى الفوز للافضل |
|
Merhaba antikacıdan geliyorum |
مرحبا انا قادم من متجر التحف |
|
Yolculuk var herhalde |
هل ستسافرين |
|
iki saate yola çıkmam lazım |
يجب أن ارحل خلال ساعتين |
|
Ama istanbuldan gitmeden önce |
قبل ترك اسطنبول |
|
Bir şeyler daha mı yapsam acaba diye düşünüyordum |
كنت افكر في القيام بشيء مختلف |
|
iş görüşmesi bekliyoruz |
ننتظر مقابلة عمل |
|
Burda çalışmak için mi |
للعمل هنا |
|
Formlar nereden alınıyor |
من اين يمكنني الحصول على استمارة |
|
Arka taraftan .sağolun /rica ederim |
من الخلف هناك /شكرا /على الرحب و السعة |
|
Ben faysal erdemin sırdan bir çalışanı olmak istemiyorum |
لا أريد أن أكون موظفا عاديا مع فيصل ارديم |
|
Ben ileride f E gibi biri olmak istiyorum |
اريد ان اصبح شخصا متل فيصل في المستقبل |
|
Arkadaşımla bir antikacı dükkan açma hayalimiz var |
حلمي هو افتتاح متجر تحف مع صديقي |
|
Bu c v yi hazırlarken gerçekten bu işi alabileceğinizi düşündünüz mü |
اكنت تعتقد حقا انا ب امكانك الحصول على الوظيفة بينما كتبت هذه السيرة الذاتية |
|
Neden? Bence gayet samimi |
لم؟ أعتقد أنها صادقة جدا |
|
F E in genel koordinatörü olarak ,bu işle bu kadar titizlikle ilgileniyorsan |
كوني المنسقة العامة السيد ارديم اتعامل مع الأمر بجدية شديدة |
|
Karşıma gelen insandan da aynısını beklerim |
لذلك أتوقع منك ان تتعامل مع الأمر بجدية ايضا |
|
Teşekkür ederiz . Bence daha fazla zaman kaybetmeyelim |
شكرا لا يجب تضييع المزيد من الوقت |
|
Sen hiç hayal kurmaz mısın |
الا تحلمين أبدا |
|
Ben zaten hayal ettiğim yerdeyim |
انا بالفعل في المكان الذي حلمت به |
|
Bu yaşta bu başarı |
هذا النجاح في هذا العمر |
|
Tahmin etmiştim zaten sen gruptansın |
ظننت انك واحدة منهم |
|
Pardon anlamadım hangi gruptanım |
معذرة من اي مجموعة |
|
Doğuştan şanslılar |
الذين ولدو محظوظين |
|
Kolejde eğitim . Yurt dışında master |
تعليم في مدرسة خاصة .شدوشهادة ماجستير من الخارج |
|
Peder beyin çevresi ,eş dost falan derken |
شبكة الوالد و معارفه |
|
Kendinizi burda buldunuz ,değil mi |
أوجدت نفسك هنا |
|
Böylesine boş bir öz güvenin altında yatan hikayeyi merak ediyorum da |
أتساءل حقا عن القصة الكامنة وراء هذه الثقة المفرطة |
|
Küçükken yoksa aileniz çok mu şımarttı |
وكانت عائلتك تدللك كثيرا في طفولتك |
|
Ailem ben küçükken ölmüş |
مات والدي في طفولتي |
|
Her neyse |
على اي حال |
|
Arkadaşımla bir dükkan açma hayalimiz var |
لدي حلم ب افتتاح متجر مع صديقي |
|
Küçükten başlayıp yavaş yavaş büyümeyi düşünüyoruz |
نخطط لبداية صغيرة ثم النمو تدريجيا |
|
Part time olur gece shift i olur |
يمكنني العمل بنصف دوام او في مناوبات ليلية |
|
Anlıyorum tamam ama yanı ne üniversite eğitiminiz var |
أتفهم ذلك حسنا و لكن لا تمتلك شهادة جامعية |
|
Kapalıçarşı da konuştuğunuz tarzancadan bahsetmıyorum |
ليست اللغة الانكليزية الركيكة التي تتحدثها في السوق الكبيرة |
|
Ama bildiğim kadarıyla f b öyle havalı okullara gitmedi ki |
وفقا إلى ما اعرفه السيد ارديم لم يدرس في مدرسة خاصة ايضا |
|
Ne öğrendiyse sokakta öğrendi bakın |
تعلم كل شيء من الشارع |
|
Bence siz şansınızı gidin başka yerde deneyin |
اعتقد انه توجب عليك مطاردة حظك في مكان اخر |
|
Bence sen hayal kurmaya devam et |
اظن انه توجب عليك الاستمرار في احلامك |
|
Patansiyelin var |
لديك إمكانية ذلك |
|
Daha da yükselebilirsin |
ربما بامكانك أن تتقدمين اكثر |