Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;
Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;
H to show hint;
A reads text to speech;
69 Cards in this Set
- Front
- Back
to chuck it down
|
şiddetli yağmur yağmak
|
|
to get caught in shower
|
sağanak yağan yağmura yakalanmak
|
|
chilly
|
serin
|
|
to blow a gale
|
fırtınanın esmesi
|
|
blistered
|
kabarcıklı( vücudun güneşte falan yanması sonucu kabarcıklar oluşturması)
|
|
muggy
|
kapalı, boğucu hava
|
|
to be snowed in
|
karda mahsur kalmak
|
|
to rain off
|
ani ve sağanak yağmur
|
|
to avoid sb like the plague
|
vebalı görmüş gibi kaçmak
|
|
nimble
|
uyanık, açık göz
|
|
scorching
|
kavurucu ( sıcak)
|
|
to pour down
|
bardaktan boşalırcasına yağmur yağmak
|
|
to spit
|
sepelemek( yağmur için)
|
|
blizzard
|
kar fırtınası
|
|
mild
|
ılık ( hava falan )
|
|
soaked
|
sıçan gibi ıslanmış
|
|
bitter
|
sevimsiz bir şekilde soğuk ( wind'le kullanılabilir)
|
|
overcast
|
kasvetli,kapalı ( hava için ya da gökyüzü için)
|
|
patchy (fog)
|
düzensiz, homojen olmayan, her yerde olmayan
|
|
to howl
|
rüzgarın uuuuu sesi yaparak esmesi
|
|
biting(wind)
|
ısırıcı rüzgar yanakları böle donduran
|
|
gale force
|
rüzgar şiddeti
|
|
torrential (rain)
|
sağanak yağmur
|
|
breeze
|
esinti
|
|
stiff(breeze)
|
güçlü sert(esinti)
|
|
to skid(ded)
|
arabanın yolda kayması ( sonucunda sende kontrolünü yitiriyosun )
|
|
bush
|
çalılık arazi
|
|
to rub in
|
başa kakmak( parçadaki anlamı) 2. merhem vesaire sürmek
|
|
to have a close shave
|
kıl payı kurtulmak
|
|
power cut
|
güç kesintisi, elektrik kesintisi
|
|
to bucket down
|
şakır şakır yağmak( yağmur)
|
|
horrendous
|
korkunç ( trafiğin falan korkurnç olması )
|
|
downpour
|
sağanak yağış
|
|
zero visibility
|
sıfır görüş
|
|
simile
|
teşbih,benzetme
|
|
to fight like cat and dog
|
kedi köpek gibi kavga etmek
|
|
to sweat like a pig
|
domuz gibi terlemek
|
|
to fit like a glove
|
kalıp gibi oturmak
|
|
to sleep like a log
|
deliksiz uyumak
|
|
to treat like a dirt
|
hiçe saymak, pislik gibi davranmak
|
|
to have a memory like a sieve
|
balık hafızalı olmak
|
|
comfy
|
rahat
|
|
nimby
|
Not In My Back Yard. 2 yüzlülük bişilere destek veriyosun mesela rüzgar sistemleri yada nükleer istasyonlar gibi ama onların yakınında olmasını istemiyorsun.
|
|
hydroelectric plant
|
hidroelektrik santrali
|
|
coal-fired power station
|
kömür güç istasyonu
|
|
wind farm
|
rüzgar santrali
|
|
environmentalist
|
çevreci, çevre gönüllüsü
|
|
desolate
|
ıssız
|
|
moor
|
çalılık arazi
|
|
grim
|
suratsız, acımasız
|
|
bizarre
|
tuhaf, alışılagelmişten farklı
|
|
erection
|
dikma( heykel dikme bina dikme gibi inşaat terimi olarak)
|
|
wind turbine
|
rüzgar türbini
|
|
battleground
|
savaş alanı
|
|
to split
|
ayırmak bölmek, görüş ayrılığı gibi şeylerden
|
|
assumption
|
varsayım
|
|
bat
|
yarasa
|
|
subsidise
|
destek sağlamak
|
|
inevitable
|
kaçınılmaz
|
|
fossil fuels
|
fosil yakıtlar
|
|
albeit
|
rağmen, bunu söylediğinde önceki söylediğinin gücünü ya da önemini azaltıyosun
|
|
eminent
|
saygın, ünlü kimse
|
|
to stand for
|
desteklemek
|
|
to deteriorate
|
daha kötü bir hal almak
|
|
to face up
|
göze almak, -i cesaretiyle karşılamak
|
|
fuss
|
gereğinden fazla sinir heyecan ... gösterme
|
|
to get away with
|
yapılan iş yanına kar kalmak
|
|
to be bound to
|
kesin
|
|
to kick up
|
kavga çıkarmak,
|