Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;
Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;
H to show hint;
A reads text to speech;
45 Cards in this Set
- Front
- Back
sophisticated |
karmaşık, gelişmiş, komplike; pişkin, bilgiç, kültürlü |
|
starve |
açlıktan öl(dür)mek; açlıktan ölmek |
|
reserved |
çekingen; tutulmuş, ayırtılmış; yedek |
|
sociable |
toplumcul, sokulgan, girgin, arkadaş canlısı; hoşsohbet |
|
rude |
terbiyesiz, kaba; sert, şiddetli; kabataslak; ilkel, cahil; ham |
|
elderly |
yaşlı |
|
pollute |
kirletmek |
|
excited |
heyecanlı, heyecanlanmış |
|
plain |
düz; yalın, basit; süssüz; kolay anlaşılır; (kadın) çirkin; dobra, açıksözlü |
|
wealthy |
zengin, varlıklı |
|
tasteless |
tatsız; zevksiz |
|
ultimate |
son, en son; en iyi |
|
billion |
milyar; trilyon |
|
pea |
bezelye |
|
peasant |
köylü; hödük, andavallı |
|
producer |
üretici; yapımcı |
|
experiment |
deney |
|
gradually |
yavaş yavaş, azar azar |
|
herb |
ot, bitki |
|
simple |
sade, gösterişsiz, süssüz; basit, kolay anlaşılır; sıradan, olağan; saf; içten, dürüst; toy |
|
such as |
gibi |
|
various |
çeşitli, türlü türlü; birçok |
|
plate |
tabak; levha, plaka; kaporta; kaplama; kupa; anot |
|
exist |
var olmak, olmak, bulunmak, yaşamak, hayatta kalmak |
|
over the hill |
yaşını başını almış |
|
evolve |
gelişmek, değışmek, evrim geçirmek |
|
silly |
aptal, budala; gülünç, saçma |
|
globe |
top, küre; dünya |
|
span |
karış; aralık, mesafe, uzaklık; kısa süre, an; kanat genişliği |
|
preposition |
edat, ilgeç |
|
topping |
tepesini kesme; üst, tepe |
|
prefer |
tercih etmek, yeğlemek; sunmak |
|
pick |
seçme, seçim; kürdan; kazma; mızrap; hasat |
|
similarity |
benzerlik |
|
herring |
ringa balığı |
|
squid |
mürekkepbalığı |
|
eel |
yılanbalığı |
|
harm |
zarar, ziyan, hasar; kötülük |
|
feedback |
geribildirim, geribesleme, besleni |
|
threat |
tehdit, gözdağı; tehlike işareti, tehlike |
|
eligible |
hak sahibi, haklı; uygun, seçilebilir |
|
description |
tanımlama, betimleme, tasvir; tanım |
|
desecrate |
kutsallığını bozmak, kirletmek |
|
groom |
damat; seyis |
|
provide |
sağlamak, vermek; şart koşmak |