Reading...
Play button
Play button
Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;
Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;
H to show hint;
A reads text to speech;
15 Cards in this Set
- Front
- Back
|
Bana verdiğin sözü tut, aksi halde çok pişman olursun!
|
Keep the word you gave me, or you'll regret it.
|
|
|
Dün sergide çok güzel bir kadınla tanıştım, ancak onun kim olduğunu bilmiyorum.
|
I met a very lovely woman at the exhibition yesterday, but I don't know who she is.
|
|
|
Gelirdi, ancak çok hasta.
|
He would have come, except he's very ill.
|
|
|
Çok açsın bari bir şeyler ye de öyle yat.
|
You're very hungry, [so] at least eat something and then lie down.
|
|
|
Dün akşam yemekler çok güzeldi, güzel bir müzik bile vardı.
|
The food was great last evening, there was even lovely music.
|
|
|
Bir başlarsa devam etmek zorunda kalır.
|
Once she starts she has to continue.
|
|
|
Üzgünüm; bununla beraber bundan iyi bir sonuç çıkacağına inanıyorum.
|
I'm sorry [about how this 'thing' turned out]; still, I'm sure it'll be for the best in the end.
|
|
|
Anahtar kendi eliyle koymuşçasına buldu.
|
He found the key as if he had placed it with his own hands.
|
|
|
Ali hırsızı görmüşçesine tarif etti.
|
Ali described the thief as if he had seen him
|
|
|
Ahmet kitabı okumuş gibi anlattı.
|
Ahmet narrated the book as if he had [already] read it
|
|
|
Evlenmiş de bize hiç haber vermemiş.
|
He got married but never even told us!
|
|
|
deneyim, tecrübe
|
experience
|
|
|
orman
|
forest
|
|
|
denet
|
inspection
|
|
|
abluka
|
blockade
|
