term1 Definition1term2 Definition2term3 Definition3
Please sign in to your Google account to access your documents:
Take after
Biri gibi davranmak, izinden yürü, birisine çekmek, yolundan gitmek
Take out after=kovalamaya başlamak , peşinden gitmek
Take after one’s mother= annesine çekmek
you take after your mom=annene çekmişsin
Take after someone=birine çekmek / benzemek
take off after=peşine düşmek, takip etmek
take care of the pennies and the pounds will look after themselves= damlaya damlaya gel olur. , küçük Harcamaların hesabını iyi tutarsan her zaman paran olur
Pick up
Toplamak , düzeltmek
Pick up line=karşı cinsi tavlama sözleri
Pick-me-up=canlandırıcı içki
pick up dinner=eldeki ürünlerle hazırlanan yemek. / artan yemeklerle hazırlanan öğün
pick up the tab (for something)= parasını ödemek
pick oneself up=toparlanmak
pick up the scene of=kokusunu almak
pick up speed=hızlanmak
pick up the phone=telefonu açmak
pick up the empties=(masanın) boşlarını almak
pick up in person=elden almak
pick up bad habits=kötü alışkanlıklar edinmek
pick up a distress call=imdat çağrısı yapmak
kneel down to pick it up=almak İçin yere eğilmek
pick up someone form the airport=birini havaalanından almak
pick up a fare=taksiye müşteri almak
pick it up on the first ring=ilk çaldırışta telefonu açmak
pick up a disease=bir hastalık kapmak
pick up cobwebs=örümcek ağlarını toplamak
pick up on=idrak etmek , farkına varmak, benimsemek
pick up after=arkasını toplamak
pick up the slack=boşluğu doldurmak / birinin yarım bıraktığı işi devam ettirmek (deyim)
pick up on something=çabucak anlamak, hemen kavramak, fark etmek (deyim)
pick up the bill=bedelini Ödemek (genellikle sorumlu olmadığı bir şeyin) (deyim)
pick up steam=eskisinden daha iyi bir duruma gelmek (deyim)
pick up the pace=hızlanmak (deyim)
pick up the trail=izini bulmak (deyim)
pick up the check=ödeme yapmak. (deyim)
pick up on something=önceki (daha önce konuşulan) konuya geri dönmek. (deyim)
pick up where someone leave off=kaldığı(bıraktığı) yerden devan etmek (yeniden başlamak). (deyim)
pick up your marbles and go home=pılını pırtını toplayıp gitmek. (deyim)
pick up your marbles and leave = tasını tarağı toplayıp gitmek (deyim)
pick up the pieces= (bir afetten vb. Sonra ) yaralarını sarmak (deyim)
pick up the threads of something=(özellikle ciddi sorunlardan sonra) tekrar/yeniden başlamak. (deyim)
pick up the gauntlet=kolları sıvamak, tartışmaya girmek, karşı meydan okumak, meydan okumayı kabul etmek (deyim)
pick up the hint=anlamak, çakmak, fark etmek, farkına varmak
pick up speed=değer kazanmak, yükselmek, daha değerli olmak
pick up an injury=sakatlanmak
pick up the threads (of something) = (bir şeye) ara verdikten sonra tekrar başlamak /kaldığı yerden devam etmek
what time you gonna pick me up?= beni saat kaçta alıyorsun?
I’ll come by and pick you up= gelip alıırm seni
pick up the phone=telefonu aç
pick up what one is putting down=ne demek istediğini anlamak , ne kast ettiğini/ ima ettiğini anlamak
Run into
Rast gelmek, karşılaşmak, denk gelmek, -e rastlamak
Run into the jaws of death=eceline susamak
Run into debt=borca batmak /borç batağına sürüklenmek
run into each other=çarpışmak
run into some setbacks=bazı aksaklıklarla karşılaşmak
run into a contradiction= çelişkiye düşmek
run into a trouble=başı sıkışmak
run into a difficulty=zorda kalmak /zorlukla karşılaşmak
run into a problem=bir problemle/sorunla karşılaşmak
run into the ground=abartmak , aşırıya kaçmak /işe yaramamak
run oneself into the ground=kendini çok yormak, kendini biraz düşürmek, çok çalışmaktan yorgun/hasta düşmek
run into rough weather=sorunla karşılaşmak/sert kayaya çarpmak
run something into the ground=bir şeyi çok ileri götürmek (deyim)
run into the sand=başarısız olmak (deyim)
run one’s head against or into a brick wall=boş yere çabalamak , havanda su dövmek (deyim)
run into a stone wall=bir engelle karşılaşmak, çıkmaza girmek, duvara toslamak (deyim)
run into the buffers= başarısız olmak, beklentileri karşılayamamak (deyim)
drive/ run / work yourself into the ground=kendini çok yormak, çok çalışmkatan bitap düşmek
run somebody/something into the gorund=birinin pestilini çıkarmak / birini oradan oraya koşturmak
Need help typing ? See our FAQ (opens in new window)
Please sign in to create this set. We'll bring you back here when you are done.
Discard Changes Sign in
Please sign in to add to folders.
Sign in
Don't have an account? Sign Up »
You have created 2 folders. Please upgrade to Cram Premium to create hundreds of folders!