Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;
Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;
H to show hint;
A reads text to speech;
503 Cards in this Set
- Front
- Back
- 3rd side (hint)
Vindictive |
showing malicious ill will and a desire to hurt; motivated by spite; / kindar,kinci intikam güden |
|
|
Peddling |
The act of selling goods for a living |
|
|
Algebra |
Cebir |
|
|
Excel |
Üstün olmak, gölgede bırakmak,geçmek |
|
|
Trademark |
Ticari marka |
|
|
Corps |
Heyet,topluluk,birlik/kolordu,kıta |
|
|
Ethereal |
Ruhani,göksel/eter gibi |
|
|
Recline |
Yaslanmak,uzanmak |
|
|
Poise |
-Havada- asılı durmak,dengede tutmak,dengelemek,dengede tutmak |
|
|
Poise |
-Havada- asılı durmak,dengede tutmak,dengelemek,dengede tutmak |
|
|
Prophesy |
Gelecekten haber vermek,kehanette bulunmak |
|
|
Hail |
Çağırmak/yağmak(dolu) |
|
|
Go up |
Yükselmek/havaya uçmak,patlamak |
|
|
Flimsy |
Dayanıksız,çürük |
|
|
Fire bucket |
Yangın kovası |
|
|
Smother |
Kontrol altına almak,boğmak,bastırmak,boğarak öldürmek |
|
|
Stagehand |
Sahne görevlisi |
|
|
Flamboyant |
Gösterişli |
|
|
Outrageous |
Rezil,aşırı,çok çirkin zalim,acımasız |
|
|
Naples |
Napoli |
|
|
Dubious |
Şüpheli,belirsiz,kararsız,şüpheci |
|
|
Hamper |
Engellemek,engel olmak,köstek olmak,zorluk çıkarmak |
|
|
Culmination |
Doruk,zirve, meridyen üzerinde bulunma |
|
|
Magnitude |
Büyüklük,önem,kadir(astr.) |
|
|
Chimney |
Baca,lamba şişesi,krater,yanardağ ağzı |
|
|
Burglar |
Hırsız,soyguncu,ev hırsızı |
|
|
Raide |
Hücum etmek,baskın yapmak,basmak,akın etmek |
|
|
Dissolution |
Yok olma,ölüm/bozma,bozulma/sarsılma/çözünme/fesih,iptal,feshetme |
|
|
Decimate |
Her onuncu adamı öldürmek,kırıp geçirmek,önemli ölçüde azaltmak |
|
|
Obliterate |
Yok etmek,silmek,bozmak/tıkamak(damar) |
|
|
Mercenary |
Paralı asker/paragöz,çıkarcı,ücretli |
|
|
Destitute |
Mahrum,fakir,muhtaç,yoksun,sefil |
|
|
Cube |
Küp,kaldırım/parke taşı,kübünü bulmak,kendisiyle iki kere çarpmak,küp küp kesmek |
|
|
Coal |
Kömür,bir yakımlık kömür/kömür vermek-almak |
|
|
Hybrid |
Melez,kırma,azman,karışık |
|
|
Pellet |
Ufak top,top,yumak,hap,tomak,saçma tanesi/topakla-saçmayla vurmak |
|
|
Minting coins |
Para basmak |
|
|
Mint |
Nane,darphane/para basmak |
|
|
Ballot |
Oy pusulası/oylama yapmak |
|
|
Cast |
Atmak,fırlatmak/erken doğum yapmak,kehanette bulunmak,rol dağıtımı yapmak,biçim vermek |
|
|
Lethal |
Öldürücü,öldüren |
|
|
Impair |
Damage,to harm |
|
|
Prominent |
Seçkin,önde gelen,önemli,göze çarpan,belirgin |
|
|
Senile |
Bunak,yaşlı,ihtiyarlıktan olan,halsiz(yaşlı) |
|
|
Wrestler |
Güreşçi,pehlivan |
|
|
Gear |
Vites,koşum takımı,alet edevat/vitese takmak/ayarlamak,uydurmak,oturtmak,koşum takmak,tam olmak,oturmak |
|
|
Ailment |
Hastalık,rahatsızlık,keyifsizlik |
|
|
Rash |
Kaşıntı,isilik,kurdeşen/düşüncesiz,aceleci,sabırsız,atak |
|
|
Deterrent |
Caydırıcı,vazgeçiren şey/caydırıcı silah |
|
|
Smudge |
İs lekesi,duman lekesi/bulaştırmak,lekelenmek |
|
|
Malfunction |
İşlev bozukluğu |
|
|
Manure |
Gübre,gübrelemek |
|
|
Pit |
Çukur,oyuk,maden ocağı,iz bırakmak(ciltte) |
|
|
Pipe |
Boru,baca,pipo,kaval,düdük |
|
|
Clog |
Kütük,takunya/doldurmak,dolmak,tıkamak,tıkanmak,engellemek,sıkıntı vermek |
|
|
Obstruction |
Tıkama,engel olma,kapama,engel,set,arıza |
|
|
Sulfide |
Sülfit |
|
|
Keel over |
Alabora etmek-olmak, tepetaklak düşmek,pat diye düşmek |
|
|
Succumb |
Dayanamamak,karşı koyamamak,pes etmek,yenilmek,ölmek |
|
|
Hearth |
Ocak,fırın,şömine tabanı,yuva |
|
|
Due |
Vadesi dolmuş,uygun Zamanı gelmiş Beklenen,gereken Tam,doğru Hak |
|
|
Conjure up |
Ruh çağırmak,hatırlatmak |
|
|
Shiver |
Ürperti Titremek Parçalanmak Dalgalanmak,rüzgardan kıpırdamak |
|
|
Whim |
Kapris,merak,heves,geçici istek |
|
|
Swathe |
Çevrelemek,sarıp sarmalamak Orakla bir defada biçilen yer,biçilmiş ekin yığını |
|
|
Toddler |
Yürümeye başlayan çocuk,tıpış tıpış yürüyen çocuk |
|
|
Incentive |
Dürtü,güdü,isteklendirme,teşvik etme,özendirme |
|
|
Obstruct |
Engel olmak,tıkamak,kapamak,zorlaştırmak |
|
|
Recherché |
Yapmacık tavırlı kimse Özenle seçilmiş, seçme, seçilmiş,nadide,zarif |
|
|
Opponent |
Karşıt,muhalif,aleyhtar |
|
|
Glacis |
Eğimli yüzey,bayır,yokuş |
|
|
Emission |
Yayınlama,yayma,çıkarma |
|
|
Ligtning strike |
Ani grev,yıldırım harekatı |
|
|
Ligtning strike |
Ani grev,yıldırım harekatı |
|
|
Keep on |
Devam etmek,sürdürmek,çıkarmamak,çalıştırmaya devam etmek |
|
|
Bring up |
Yetiştirmek,büyütmek,beslemek,terbiye etmek |
|
|
Account for |
Hesap vermek,sorumlu olmak,açıklamak,sebebi olmak |
|
|
Call off |
İptal etmek,feshetmek,durdurmak, son vermek,yasaklamak |
|
|
Pass away |
Vefat etmek Geçirmek(vakit) Boşa harcamak |
|
|
Coral |
Mercan,mercan kırmızısı Döllenmiş ıstakoz yumurtası |
|
|
Coral |
Mercan,mercan kırmızısı Döllenmiş ıstakoz yumurtası |
|
|
Reef |
Sığ kayalık,kayalık,altınlı maden damarı |
|
|
Mitigate |
Hafifletmek,azaltmak,yatıştırmak |
|
|
Exert |
Kullanmak,harcamak,uygulamak |
|
|
Foster |
Beslemek,büyütmek,bakmak,teşvik etmek,gayretlendirmek |
|
|
Nocturnal |
Gece,geceleyin hareketlenen |
|
|
Paleontologist |
Taşılbilimci |
|
|
Forensic |
Adli,mahkemeye ait |
|
|
Forensic |
Adli,mahkemeye ait |
|
|
Convict |
Mahkum,suçlu,hükümlü |
|
|
Acquit |
Suçsuz çıkarmak,beraat ettirmek,temize çıkarmak,aklamak |
|
|
Eviscerate |
Bağırsaklarını çıkarmak,içini temizlemek,en gerekli şeyden mahrum etmek |
|
|
Degrade |
İndirmek,düşmek,rütbesini indirmek,küçük düşürmek,onurunu kırmak Rengini açmak,aşınmaya uğramak |
|
|
Extract |
Öz,esas,özet,seçme parça, alıntı/çekmek, ihraç etmek,almak,çıkarmak(özünü) |
|
|
Extract |
Öz,esas,özet,seçme parça, alıntı/çekmek, ihraç etmek,almak,çıkarmak(özünü) |
|
|
Hail |
Dolu,sağanak,dolu yağmak Selamlamak,çağırmak,yerlisi olmak |
|
|
Solicitor |
Avukat,hukuk görevlisi,savcı Acenta,reklam ajansı |
|
|
Extract |
Öz,esas,özet,seçme parça, alıntı/çekmek, ihraç etmek,almak,çıkarmak(özünü) |
|
|
Hail |
Dolu,sağanak,dolu yağmak Selamlamak,çağırmak,yerlisi olmak |
|
|
Solicitor |
Avukat,hukuk görevlisi,savcı Acenta,reklam ajansı |
|
|
Chancellor |
Başbakan,rektör,bakan,yüksek makamlı resmi görevli |
|
|
Exchequer |
Hazine,maliye,mali kaynaklar toplamı,maliye bakanlığı |
|
|
Extract |
Öz,esas,özet,seçme parça, alıntı/çekmek, ihraç etmek,almak,çıkarmak(özünü) |
|
|
Hail |
Dolu,sağanak,dolu yağmak Selamlamak,çağırmak,yerlisi olmak |
|
|
Solicitor |
Avukat,hukuk görevlisi,savcı Acenta,reklam ajansı |
|
|
Chancellor |
Başbakan,rektör,bakan,yüksek makamlı resmi görevlipivot |
|
|
Exchequer |
Hazine,maliye,mali kaynaklar toplamı,maliye bakanlığı |
|
|
Munition |
Savaş malzemeleri,levazım/savaş malzemesi sağlamak |
|
|
Pivotal |
Eksen,odak,esas,asıl |
|
|
Resign |
İstifa etmek,çekilmek,bırakmak,vazgeçmek,teslim etmek |
|
|
Surrender |
Teslim,vazgeçme,feragat, Teslim olmak,bırakmak,boyun eğmek,pes etmek |
|
|
Aspiration |
Özlem,arzu,istek,can atma Soluklu okuma,soluma,emme |
|
|
Javelin |
Cirit,cirit atma,kargı,mızrak |
|
|
Deride |
Alaya almak,alay etmek |
|
|
Jeer |
Alay etmek,dalga geçmek,yuhalamak,taş atmak |
|
|
Reservoir |
Hazne,su deposu,depo |
|
|
Drift |
Amaç,akıntı,sürüklenme,göç,sapma,eğilim,gidişat,erek Düşünme,anlama,etki,belirsizlik |
|
|
Repository |
Depo,ambar,mahzen,Zengin kaynak,dolap,kutu,muhafaza |
|
|
Coast |
Sahil,deniz kenarı,deniz kıyısı Kıyı boyu limanlar arasında ticaret yapmak |
|
|
Put off |
Ertelemek,baştan savmak,canını sıkmak,savsaklamak,engel olmak,yutturmak |
|
|
Put off |
Ertelemek,baştan savmak,canını sıkmak,savsaklamak,engel olmak,yutturmak |
|
|
Lump |
Yumru,topak,öbek,yığın,parça Ahmak Yığmak,top haline getirmek Toptan satmak |
|
|
Hybrid |
Melez,kırma Azman,karışık |
|
|
Propulsion |
İtme,yürütme,ileriye sürme,yürütücü güç |
|
|
Propulsion |
İtme,yürütme,ileriye sürme,yürütücü güç |
|
|
Prohibitive |
Yasaklayıcı,engelleyici,fahiş,yanına varılmaz(fiyat) |
|
|
Propulsion |
İtme,yürütme,ileriye sürme,yürütücü güç |
|
|
Prohibitive |
Yasaklayıcı,engelleyici,fahiş,yanına varılmaz(fiyat) |
|
|
Output |
Çıktı,üretim,çıkış gücü,verim Kdv ödemeyi gerektiren mal |
|
|
Regenerative |
İyileştirici,düzeltici,yeniden yaratıcı,hayat veren,tazeleyici |
|
|
Regenerative |
İyileştirici,düzeltici,yeniden yaratıcı,hayat veren,tazeleyici |
|
|
Brake |
Fren Büyük eğrelti otu,çalılık Frenlemek İşlemek(keten,kenevir vb.) |
|
|
Upstream |
Nehrin yukarısındaki,kaynağa yakın,akıntıya karşı,suyun kaynağına doğru |
|
|
Segment |
Parça,bölüm,dilim Bölmek,parçalama,sıyırmak |
|
|
Thug |
Haydut,katil,eşkıya |
|
|
Reward |
Ödül,mükafat,karşılık Ödüllendirmek,mükafatlandırmak |
|
|
Reward |
Ödül,mükafat,karşılık Ödüllendirmek,mükafatlandırmak |
|
|
Off |
Dışında,haricinde Uzak,ters Sağdaki Çıkarılmış Olası |
|
|
Toll |
Çan sesi Geçiş parası(köprü vs) , yer parası Pay Çalmak(çan), gong çalmak |
|
|
Toll |
Çan sesi Geçiş parası(köprü vs) , yer parası Pay Çalmak(çan), gong çalmak |
|
|
Discontinue |
Kesmek,durdurmak,ara vermek,son vermek,bırakmak,durmak,devam etmemek |
|
|
Sideburn |
Favori |
|
|
Dime |
On sent(amer.) Ucuz |
|
|
Radius |
Yarıçap,çevre(daire),önkol kemiği,ispit etki alanı |
|
|
Radius |
Yarıçap,çevre(daire),önkol kemiği,ispit etki alanı |
|
|
Alligator |
Timsah |
|
|
Cannon |
Bombardıman silahı,mil,top Karambol(bilardo),incik kemiği Topa tutmak,bombardıman etmek,çarpışmak,çarpmak |
|
|
Norse |
Norveççe,iskandinavya dil Norveç,iskandinavya |
|
|
Fearsome |
Korkunç,dehşetli |
|
|
Stave |
Fıçı tahtası,çıta,kıta,porte Fıçıyı tahtalarla donatmak |
|
|
Live off |
Parasıyla yaşamak Geçimini sağlamak |
|
|
Circuit |
Devre,dolambaçlı yol,dolaşma,tur,çember,daire çevresi,etrafında dönmek |
|
|
Circuit |
Devre,dolambaçlı yol,dolaşma,tur,çember,daire çevresi,etrafında dönmek |
|
|
Falsify |
Değiştirmek,oynama yapmak,sahtesini yapmak,kalpazanlık yapmak,aslı olmadığını ispatlamak |
|
|
Circuit |
Devre,dolambaçlı yol,dolaşma,tur,çember,daire çevresi,etrafında dönmek |
|
|
Falsify |
Değiştirmek,oynama yapmak,sahtesini yapmak,kalpazanlık yapmak,aslı olmadığını ispatlamak |
|
|
Probe |
Sonda Derinlemesine araştırma,derinine inmek,deşmek,soruşturmak,araştırmak |
|
|
Retrieve |
Geri almak,kavuşmak,telafi etmek,kurtarmak,avu bulup getirmek(köpek) |
|
|
Retrieve |
Geri almak,kavuşmak,telafi etmek,kurtarmak,avu bulup getirmek(köpek) |
|
|
Myriad |
Çok büyük sayı,sayısız,çok büyük sayıda |
|
|
Retention |
Tutma,alıkoyma,kaybetmeme,koruma,çişini tutma,akılda tutma,hafıza,bellek,durdurmak |
|
|
Profile |
Profilini çizmek Kesitini çıkarmak |
|
|
Seismic |
Sismik,depremle ilgili |
|
|
Seismic |
Sismik,depremle ilgili |
|
|
Allusion |
ima, laf çaktırma,dokundurma,taş, kinaye |
|
|
Convention |
Kongre,toplantı,toplama,düzen,adet |
|
|
Distress |
Üzüntü,dert,ızdırap,acı,felaket,sıkıntı |
|
|
Ardent |
Çok sıcak,ateşli,parlayan, ışıl ışıl,kızgın,coşkun |
|
|
Prolific |
Doğurgan,çabuk üreyen, üretken,verimli |
|
|
Endemic |
Yaygın,sık görülen,özgü,yöresel hastalık,belirli bir topluluğa özgü hastalıkl,yöreye özgü hayvan, bitki örtüsü |
|
|
Go down with |
Hastalanmak -den yatağa düşmek |
|
|
Go down with |
Hastalanmak -den yatağa düşmek |
|
|
Catch up |
Yetişmek,kapıp kaçmak, etkilemek,büyülemek,donatmak,bilgilendirmek |
|
|
Go down with |
Hastalanmak -den yatağa düşmek |
|
|
Catch up |
Yetişmek,kapıp kaçmak, etkilemek,büyülemek,donatmak,bilgilendirmek |
|
|
Go down well |
İyi karşılanmak(söylev) |
|
|
Centurion |
Yüz kişilik bölüm komutanı(eski Roma) |
|
|
Centurion |
Yüz kişilik bölüm komutanı(eski Roma) |
|
|
Crest |
Tepe,doruk, dalga tepesi,ibik, sorguç,arma |
|
|
Prey |
Av,kurban,yem/ yağmaya gitmek |
|
|
Prey |
Av,kurban,yem/ yağmaya gitmek |
|
|
Predator |
Yırtıcı hayvan |
|
|
Net |
Ağ,file |
|
|
Puck |
Buz hokeyl diski/cin,afacan peri,yaramak çocuk |
|
|
Moth |
Güve,pervane Moths comprise a group of insects related to butterflies |
|
|
Diligent |
Çalışkan,gayretli,hamarat,işine düşkün |
|
|
Spill |
Dökmek,düşürme,düşüş,tıkaç,tapa |
|
|
Spill |
Dökmek,düşürme,düşüş,tıkaç,tapa |
|
|
Tuition |
Öğretim,öğrenci harcı,ders ücreti, okul parası, eğitim ücreti |
|
|
Tieup |
Güçlük |
|
|
Tie up |
Berabere kalmak,şarta bağlamak, ilişki kurmak,bloke etmek |
|
|
Enhancement |
Artırma,artırılma,artış |
|
|
Drawback |
Sakınca,engel,vergi iadesi |
|
|
Corna sign |
Horn sign, boynuz işareti. \m/ |
|
|
Corna sign |
Horn sign, boynuz işareti. \m/ |
|
|
Precede |
Önce gelmek,önce olmak, önce davranmak,önünde gitmek |
|
|
Corna sign |
Horn sign, boynuz işareti. \m/ |
|
|
Precede |
Önce gelmek,önce olmak, önce davranmak,önünde gitmek |
|
|
Teaching |
Öğretme,öğretim,öğretmenlik,ders |
|
|
Heartburn |
Mide ekşimesi |
|
|
Secretion |
Salgı,salgılama Sır tutma, saklama,gizleme |
|
|
Enhance |
Artırmak,yükseltmek,büyütmek,abartmak |
|
|
Enhance |
Artırmak,yükseltmek,büyütmek,abartmak |
|
|
Infusion |
İçine dökme,katma,demleme,damara zerk etme |
|
|
Enhance |
Artırmak,yükseltmek,büyütmek,abartmak |
|
|
Infusion |
İçine dökme,katma,demleme,damara zerk etme |
|
|
Polyphenol |
Polifenol |
|
|
Chemical composition |
Kimyasal bileşik |
|
|
Leak |
Sızıntı,akmak |
|
|
Solvent |
Çözücü |
|
|
Solvent |
Çözücü,eritken Rahatlatıcı Çözümleyici |
|
|
Combustion |
Yanma,tutuşma |
|
|
Ventilate |
Havalandırmak,oksijen vermek, açıkça tartışmak,açığa vurmak |
|
|
Acid reflux |
Reflü |
|
|
Appliance |
Cihaz,alet,araç |
|
|
Chamomile |
Sarı papatya |
|
|
Chamomile |
Sarı papatya |
|
|
Free Radical |
Serbest köksel atom, serbest kök |
|
|
Onset |
Bşlangıç,başlama,hamle,hücum,saldırı |
|
|
Onset |
Bşlangıç,başlama,hamle,hücum,saldırı |
|
|
Desiderate |
İstemek,özlemek,arzulamak |
|
|
Sequent |
Art arda gelen,sıralı,izleyen,sonucu olan |
|
|
Sequent |
Art arda gelen,sıralı,izleyen,sonucu olan |
|
|
Gum |
Sakız, dişeti,zamk,yapıştırıcı,reçine |
|
|
Drool |
Ağzı sulanmak,saçmalamak,salyası akmak |
|
|
Tug |
Çekiş,asılma |
|
|
Rule out |
Silmek,çıkarmak Almamak,kabul etmemek,reddetmek |
|
|
Hoary |
Beyazlamış,ağarmış,ak saçlı, yaşlı başlı, yaşlı ve saygıdeğer |
|
|
Obsessive Compulsive Disorde ( Obsesif Kompulsif Bozukluk) |
Mantıksız düşüncelerin ve korkuların (takıntılar) insanı sürekli tekrar eden davranışlar sergilemeye zorlayan psikolojik bir hastalıktır. |
|
|
Puddle |
Su birikintisi,çamurlu sucuk,gölcük |
|
|
Soak |
Islanma,sırılsıklam olmak İçkici, ayyaş, alkol krizi |
|
|
Hiccup |
Hıçkırık |
|
|
Intruder |
Zorla giren şey Davetsiz misafir |
|
|
Necessitate |
Gerektirmek İcapat etmek, gerekmek |
|
|
Aisle |
Koridor, ana yol, geçit,bina kolu , yapı uzantısı Reyon(market) |
|
|
Hazard |
Tehlike,risk,şans, kumar Topu deliğe sokan vuruş Tehlikeye atmak,riske sokmak |
|
|
Far cry |
Bambaşka, dağlar kadar Çok farklı olmak,alakası olmak |
|
|
Far cry |
Bambaşka, dağlar kadar Çok farklı olmak,alakası olmak |
|
|
Air vent |
Hava deliğ |
|
|
Pervasive |
Pervasive |
Yaygın,sinen, nüfuz eden. |
|
Pervasive |
Pervasive |
Yaygın,sinen, nüfuz eden. |
|
ıt is a far cry from |
Hiç ilgisi yok Alakası bile yok. Ne ilgisi var
|
|
|
Mutate |
Değişmek |
|
|
Give off |
Yaymak,çıkarmak,kaçırmak |
|
|
Turn in |
Teslim etmek İade etmek İhbar etmek Yatmak |
|
|
Back up |
Geri geri gitme Arka çıkmak Destek olmak |
|
|
Call off |
İptal etmek Feshetmek Sınırlamak Durdurmak |
|
|
Show up |
Göstermek Ortaya çıkarmak Gözler önüne sermek |
|
|
Decompose |
Çürütmek Çürümek Ayrıştırmak Dağıtmak,dağılmak |
|
|
Safeguard |
Koruma, koruyucu,himaye Korumak,himaye etmek |
|
|
Safeguard |
Koruma, koruyucu,himaye Korumak,himaye etmek |
|
|
Fortify |
Kuvvetlendirmek,takviye etmek Desteklemek Alkolle kuvvetlendirmek Canlandırmak |
|
|
Safeguard |
Koruma, koruyucu,himaye Korumak,himaye etmek |
|
|
Fortify |
Kuvvetlendirmek,takviye etmek Desteklemek Alkolle kuvvetlendirmek Canlandırmak |
|
|
Dispute |
Tartışma,İhtilaf Münakaşa,kavga Tartışmak,çekişmek, karşı koymak,itiraz etmek, reddetmek |
|
|
Franchise |
Hak, ayricalik, imtiyaz Satış tekeli hakkı Üyelik |
|
|
Whelk |
Deniz salyangozu Sivilce,kabartı |
|
|
Registry |
Kayıt,tescil,sicil,kütük,evlendirme dairesi |
|
|
Allocate |
Ayırmak,bölüştürmek Paylaştırmak |
|
|
Hazardous |
Tehlikeli,riskli,şüpheli,şansa bağlı |
|
|
Hazardous |
Tehlikeli,riskli,şüpheli,şansa bağlı |
|
|
Haphazard |
Gelişigüzel, rasgele,şans eseri |
|
|
Manufacture |
Üretim, imal,yapım İmal etmek,uydurmak |
|
|
Manufacture |
Üretim, imal,yapım İmal etmek,uydurmak |
|
|
Utility |
Fayda, kamu hizmeti Standart yapılan eşya ile ilgili |
|
|
Galvanize |
Elektrik çarpmış gibi olmak Canlandırmak |
|
|
Filter out |
Sızmak Duyulmak Topluca çıkmak(sinema vb.) |
|
|
Breakthrough |
Buluş Cepheyi yarıp geçme |
|
|
Quid |
Sterlin,pound Çiğneme tütünü,çiğnenen şey |
|
|
Belittle |
Küçültmek,alçaltmak,aşağılamak,küçümsemek,küçük görmek |
|
|
Strive |
Uğraşmak,çabalamak Didinmek,mücadele etmek |
|
|
Glamour |
Büyü,sihir,cazibe |
|
|
Lush |
Ayyaş,içkici tip Çok içmek/ sulu,özlü,bereketli,bol,içkici |
|
|
Snug |
Rahatını sağlamak Rahat ettirmek Kuytu,rahat,sıcacık Görevli,yeterli Düzenli,bakımlı Küçük Gizli
|
|
|
Hem |
Kenar Kenar kıvrımı |
|
|
Focal point |
Odak noktası |
|
|
Pamper |
Şımartmak,bir dediğini iki etmemek Yüz vermek Takas,değiş tokuş Karşılıklı değiştirmek Bahşetmek |
|
|
Resort |
Başvurmak Gitmek Sık sık gidilen yer Tatil yeri |
|
|
Defective |
Özürlü,kusurlu,arızalı,sakat,eksik,yetersiz |
|
|
Bitumen |
Zift,katran |
|
|
Bitumen |
Zift,katran |
|
|
Binding agent |
Bağlayıcı madde |
|
|
Unravel |
Çözmek,sökmek(örgü) Aydınlatmak,çözmek,çözülmek Sökülmek(örgü) |
|
|
Substance abuse |
Madde bağımlılığı |
|
|
Tyre |
Tekerlek Sur şehri |
|
|
Pneumatic tyre |
İç lastik Şişirilmiş lastik |
|
|
Vulcanize |
Kükürtle işlemek,vulkanize etmek |
|
|
Compound |
Bileşik,bileşim,alaşım Birleştirmek,artırmak |
|
|
Compound |
Bileşik,bileşim,alaşım Birleştirmek,artırmak |
|
|
Rubber |
Lastik,kauçuk Silgi Prezervatif |
|
|
Refine |
Rafine etmek,arıtmak,inceltmek,saflaştırmak İnce eleyip sık dokumak |
|
|
Disparate |
Bambaşka,tamamen,farklı,benzeşmeyen,farklı Bambaşka şeyler |
|
|
Disparate |
Bambaşka,tamamen,farklı,benzeşmeyen,farklı Bambaşka şeyler |
|
|
Denote |
Göstermek,belirtmek,ifade etmek,işareti olmak,adı olmak |
|
|
Competitor |
Rakip Yarışmacı Yarışçı |
|
|
Stock market |
Borsa Menkul kıymetler borsası Hisse senedi fiyatlarındaki oynamalar |
|
|
Livelihood |
Geçim Geçimini sağlama |
|
|
Menace |
Tehdit Tehdit etmek Gözdağı vermek |
|
|
Inadvertently |
Dikkatsizce,dikkatsizlik sonucu Yanlışlıkla,kazara |
|
|
Menace |
Tehdit ,gözdağı vermek |
|
|
Agility |
Çeviklik,atiklik,kıvraklık Beceriklilik |
|
|
Asset |
Varlık,mal,değerli şey,mülk |
|
|
Sue |
Dava açmak Mahkemeye vermek İstemek,rica etmek Kur yapmak |
|
|
Inasmuch as |
Mademki Dolayı Göre Çünkü Kadar |
|
|
Tenacious |
İnatçı Vazgeçmeyen Sıkı sıkı sarılmış Yapışkan Kuvvetli(hafıza) |
|
|
Tenacious of life |
Yaşama sımsıkı sarılmış |
|
|
Embark on |
-e girişmek başlamak |
|
|
Enclose |
Çevrelemek |
|
|
Recruit |
Askere almak İyileşmek |
|
|
Recruit |
Askere almak İyileşmek |
|
|
Sustain |
idame etmek desteklemek |
|
|
Preoccupied |
Dalgın Endişeli Kaygılı |
|
|
Composed |
Serinkanlı Sakin |
|
|
Resultant |
Sonuç,çıkan,olan,meydana gelen |
|
|
Appreciated |
Appreciated |
Makbule geçen |
|
Appreciated |
Appreciated |
Makbule geçen |
|
Restored |
İade edilmiş,restore edilmiş |
|
|
Set about |
Bir işe koyulmak,başlamak |
|
|
Take in |
Almak,geçirmek,aldatmak,dolandırmak,kandırmak,anlamak |
|
|
Face saving |
Sth that saves one’s prestige or dignity |
|
|
Get around |
Gezinmek Yasal boşluktan faydalanmak Yolunu bulmak Yayılmak |
|
|
Prune |
Budamak,kesmek,kısaltmak Budala,ahmak Kuru erik |
|
|
Comb |
Taramak,arayıp taramak Ayırmak,aramak |
|
|
Aggravate |
Ağırlaştırmak,ciddileştirmek Kızdırmak,çileden çıkarmak,şiddetlendirmek,kötüleştirme |
|
|
Imperative |
Emir,zorunluluk Gerekli,emreden,mecburi |
|
|
Lure |
Cezbetmek,ayartmak,yemlemek Yem,tuzak,çığırtkan |
|
|
Archery |
Okçuluk,okçular |
|
|
Sedate |
Yatıştırmak,yatıştırıcı vermek Sakin,ağırbaşlı,ciddi,uslu,aklı başında |
|
|
Downturn |
Sıkıntılı dönem Ekonomik darboğaza girme |
|
|
Downturn |
Sıkıntılı dönem Ekonomik darboğaza girme |
|
|
Equity |
Adalet,tarafsızlık,eşitlikçilik Öz kaynak Aktörler birliği
|
|
|
Compelling |
Zorlayıcı Saygı/ilgi uyandıran |
|
|
Perpetually |
Sürekli |
|
|
Lunar |
Aya ait Yarımay şeklinde Gümüşlü |
|
|
Yield |
Vermek,sağlamak,ürün vermek |
|
|
Breakthrough |
Buluş Cepheyi yarıp geçme |
|
|
Resumption |
Yeniden başlama Kaldığı yerden devam etme,geri alma |
|
|
Stagger |
Sersemleme,sendeleme,bocalama,tökezlemek |
|
|
Unfeasible |
İmkansız,olanaksız,yayınlamak |
|
|
Cease |
Durdurmak,durmak Dinmek,sona ermek |
Seize : yakalamak,ele geçirmek,kapmak,kabullenmek |
|
Bolster |
Uzun yastık Yastık,destek Desteklemek,yastıklamak |
|
|
Deficit |
Hesap açığı,açık,eksiklik,dezavantaj |
|
|
Deficit |
Hesap açığı,açık,eksiklik,dezavantaj |
|
|
Plunge |
Dalış,atılma,riskli girişim Batırmak,düşmek,altüst edilmek |
|
|
Recession |
Durgunluk (piyasa) Gerileme,düşüş(fiyat) Geri çekilme |
|
|
Fluctuation |
Dalgalanma,değişip durma,kararsızlık,oynama Tereddüt,bocalama |
|
|
Plunge |
Dalış,atılma,riskli girişim Batırmak,düşmek,altüst edilmek |
|
|
Plunge |
Dalış,atılma,riskli girişim Batırmak,düşmek,altüst edilmek |
|
|
Erratic |
Gezen,düzensiz,değişken,kararsız,tuhaf |
|
|
Concession |
Ödün,taviz Teslim,kabul İzin,ruhsat |
|
|
Implement |
Alet,araç,donanım Uygulamak,yerine getirmek Yapmak Sağlamak,tamamlamak |
|
|
Manure |
Gübre,gübrelemek |
|
|
Decay |
Bozulma,çürüme,çürük,çürütme Zayıflama Ayrışma Çöküş |
|
|
Prowl |
Sinsice dolaşmak,fırsat kollamak,kolaçan etmek |
|
|
Hiss |
Tıs,tıslamak Beğenmediğini belirtmek,yuhalamak,alaylı olarak tıslamak |
|
|
Cardinal |
Asıl,ana,başlıca,önemli,kardinal |
|
|
Watercress |
Su teresi |
|
|
Germination |
Filizlenme,çimlenme |
|
|
Recruit |
Acemi er Askere almak,silah altına almak,toplamak(askere) Kuvvetlendirmek İyileşmek |
|
|
Beam |
Işın,tatlı bakış Işık saçmak,gözleri parlamak |
|
|
Envisage |
Göze almak,kafasında canlandırmak,önceden düşünmek |
|
|
Nebula |
Bulutsu uzak yıldız topluluğu |
|
|
Transaction |
İşlem,muamele |
|
|
Preoccupied |
Dalgın,endişeli,kafası meşgul |
|
|
Preoccupied |
Dalgın,endişeli,kafası meşgul |
|
|
Dispose of |
Elden çıkarmak,satmak,kullanmak,halletmek,kurtulmak,imha etmek |
|
|
Supremely |
Fevkalade Mükemmel biçimde |
|
|
Indefinitely |
Süresiz olarak,sürekli,sonsuza dek |
|
|
Think over |
Üzerinde düşünmek Tekrar düşünmek |
|
|
Change over |
Değiştirmek Baştan yapmak |
|
|
Change over |
Değiştirmek Baştan yapmak |
|
|
Put up with |
Tahammül etmek |
|
|
Turn on |
Açmak Heyecanlandırmak |
|
|
Do without |
-sız idare etmek |
|
|
Show off |
Hava atmak ,göstermek |
|
|
Break into |
Zorla içer girmek |
|
|
Deficit |
Hesap açığı,açık Eksiklik Dezavantaj |
|
|
Deprive sb of sth |
Elinden almak |
|
|
Deforestation |
Ağaçları yok etme Orman açma Saymamak Nazar değdirmek Yüksekten bakmamak |
|
|
Deforestation |
Ağaçları yok etme Orman açma Saymamak Nazar değdirmek Yüksekten bakmamak |
|
|
Overlook |
Gözden kaçırmak Görmemezlikten gelme Göz yummak Hoş görmek |
|
|
Set about |
İşe koyulmak Başlamak |
|
|
Set about |
İşe koyulmak,başlamak |
|
|
Set about |
İşe koyulmak,başlamak |
|
|
Enclave |
Yerleşim bölgesi Yabancı topraklarla çevrilmiş bölge Etrafını çevirmek |
|
|
Entrant |
Giren kimse Girişimci Kaydolan kimse Yarışmacı Aday |
|
|
Unwieldy |
Hantal,kullanışsız Ağır |
|
|
Staunch |
Sadık,güvenilir,emin,sağlam,hava ve su geçirmek |
|
|
Akin |
Akraba Yakın Benzeyen |
|
|
Taxpayer |
Vergi mükellefi |
|
|
Enquiry |
Soruşturma,sorgu,soru,yoklama |
|
|
Enquiry |
Soruşturma,sorgu,soru,yoklama |
|
|
Inquiry |
Soruşturma,sorgu,bahis,anket,danışma,araştırma |
|
|
Milieu |
Çevre Muhit |
|
|
Deplete |
Boşaltmak,dökmek Tüketmek,bitirmek Kurutmak |
|
|
Soybean |
Soya Soya fasulyesi |
|
|
Soybean |
Soya Soya fasulyesi |
|
|
Bulk |
Cüsse,hacim,boy,çoğunluk,ekseriyet Kütle Şişmek,büyümek,önemli olmak |
|
|
Graze |
Otlamak Otlatmak,sıyırmak,sıyırıp geçmek,sıyrılmak |
|
|
Pasturage |
Otlatma,ot,otlak,arıcılık |
|
|
Pasturage |
Otlatma,ot,otlak,arıcılık |
|
|
Livestock |
Çiftlik hayvanları,hayvan mevcudu,haşarat,böcekler |
|
|
Deplorable |
Acınacak halde,acınacak,acıklı,içler acısı |
|
|
Vice |
Ahlaksızlık,kötülük,zaaf,kusur Yerine |
|
|
Virtue |
Erdem,fazilet |
|
|
To have feet of day |
Gizli hataları olmak |
He is also shown to have had feet of clay inside his splendid boots. |
|
Ogre |
İnsan yiyen dev,canavar, zalim |
|
|
Acclaim |
Alkış,beğeni Alkışlamak,övmek |
|
|
Acclaim |
Alkış,beğeni Alkışlamak,övmek |
|
|
Envisage |
Göze almak Kafasında canlandırmak Önceden düşünmek |
|
|
Splendid |
Muhteşem,müthiş,görkemli,harika,parlak,olağanüstü,mükemmel |
|
|
Splendid |
Muhteşem,müthiş,görkemli,harika,parlak,olağanüstü,mükemmel |
|
|
Vanity |
Kibir,gurur,değersizlik |
|
|
Splendid |
Muhteşem,müthiş,görkemli,harika,parlak,olağanüstü,mükemmel |
|
|
Vanity |
Kibir,gurur,değersizlik |
|
|
Trenchant |
Keskin,acı,dokunaklı,etkili |
|
|
Articulate |
Açıkça söylemek Telaffuz etmek Açık seçik belirtmek Hecelemek,tane tane söylemek Konuşkan,düşüncelerini kolay ifade edebilen |
|
|
Articulate |
Açıkça söylemek Telaffuz etmek Açık seçik belirtmek Hecelemek,tane tane söylemek Konuşkan,düşüncelerini kolay ifade edebilen |
|
|
Halt |
Durma,duraksama Aksamak |
|
|
Far-reaching |
Geniş ölçüde,geniş kapsamlı Uzaklara kadar ulaşan |
|
|
Retain |
Alıkoymak,tutmak,elinden kaçırmak,kaybetmek |
|
|
Pervasive |
Yaygın,sinen, nüfuz eden |
|
|
Trite |
Basmakalıp Bayat Eski |
|
|
Abound |
Bol olmak,çok olmak,dolu olmak,kaynamak |
|
|
Abound |
Bol olmak,çok olmak,dolu olmak,kaynamak |
|
|
Misery |
Sefalet,ızdırap,yoksulluk Acı,hınzır |
|
|
Fatique |
Yorgunluk,bitkinlik,tükenmişlik |
|
|
Stewardess |
Bayan hostes |
|
|
Vassal |
Derebeyine bağlı kimse Uyruk,hizmetli |
|
|
Vassal |
Derebeyine bağlı kimse Uyruk,hizmetli |
|
|
Tenure |
Kullanım hakkı Kira süresi,görev süresi |
|
|
Breakage |
Kırılma,kırma Kırık parça |
|
|
Breakage |
Kırılma,kırma Kırık parça |
|
|
Fluctuate |
Dalgalanmak İnip çıkmak Düzensiz hareket etmek Kararsız olmak,bocalamak |
|
|
Breakage |
Kırılma,kırma Kırık parça |
|
|
Fluctuate |
Dalgalanmak İnip çıkmak Düzensiz hareket etmek Kararsız olmak,bocalamak |
|
|
Circumnavigate |
Etrafını dolaşmak (gemi) Çevresinden dolaşmak(gemi) |
|
|
Metal fatique |
Metal yorgunluğu |
|
|
Motive |
Güdü,neden,dürtü Hareket ettirici |
|
|
Runic |
Germen alfabesi ile yazılmış |
|
|
Runic |
Germen alfabesi ile yazılmış |
|
|
Cuneiform |
Kama şeklinde,çiviyazısı işaretli |
|
|
Restraint |
Sınırlama,dizginleme |
|
|
Discretion |
Akıllılık,dikkat,tedbir,nezaket Aklıselimlik |
|
|
Reservation |
Yer ayırtma |
|
|
Dazzling |
Büyüleyici,baş döndürücü |
|
|
Disappointing |
Üzücü,esef verici |
|
|
Recalling |
Anımsatıcı,hatırlatıcı |
|
|
Recalling |
Anımsatıcı,hatırlatıcı |
|
|
Degrading |
Küçültücü,alçaltıcı |
|
|
Infect |
Hastalık,bulaştırmak |
|
|
Infect |
Hastalık,bulaştırmak |
|
|
Undermine |
Sabote etmek Kuyusunu kazmak |
|
|
Infect |
Hastalık,bulaştırmak |
|
|
Undermine |
Sabote etmek Kuyusunu kazmak |
|
|
Restrain |
Sınırlamak,baskı altına almak |
|
|
Rely on |
Gücenmek,dayanmak |
|
|
Rely on |
Gücenmek,dayanmak |
|
|
Run through |
İçinden geçirmek,geçmek |
|
|
Take over |
Devralmak,yönetimi almak |
|
|
Send for |
Çağırtmak,getirmek |
|
|
Plaintiff |
Davacı,şikayetçi |
|
|
Appraisal |
Değer biçme,değerlendirme |
|
|
Verdict |
Karar,yargı,hüküm,jüri kararı,fikir |
|
|
Relentless |
Acımasız,insafsız,merhametsiz |
|
|
Austerity |
Sertlik,haşinlik Sadelik Masraftan kısma,tasarruf |
|
|
Austerity |
Sertlik,haşinlik Sadelik Masraftan kısma,tasarruf |
|
|
Vehement |
Ateşli,coşkulu,hararetli,şiddetli,sert,öfkeli |
|
|
Austerity |
Sertlik,haşinlik Sadelik Masraftan kısma,tasarruf |
|
|
Vehement |
Ateşli,coşkulu,hararetli,şiddetli,sert,öfkeli |
|
|
Commerce |
Ticaret,iş,alım satım İişki(cinsel) |
|
|
Austerity |
Sertlik,haşinlik Sadelik Masraftan kısma,tasarruf |
|
|
Vehement |
Ateşli,coşkulu,hararetli,şiddetli,sert,öfkeli |
|
|
Commerce |
Ticaret,iş,alım satım İişki(cinsel) |
|
|
Close-knit |
Bütünleşmiş,birbirine bağlı |
|
|
Turn out |
Olup çıkmak,haline gelmek |
|
|
Scheme |
Plan,düzen,komplo,entrika,tertip,uyum,tasarı Düzenlemek,tasarlamak Entrika/dolap çevirmek Komplo kurmak |
|
|
Assess |
Değer biçmek,belirlemek Değerini bilmek Para cezası vermek |
|
|
Assess |
Değer biçmek,belirlemek Değerini bilmek Para cezası vermek |
|
|
Let on oppoetunity slip |
Fırsatı kaçırmak |
|
|
Refit |
Onarmak,tamir etmek,yeniden donatmak,tamir |
|
|
Limelight |
Sahne ışığı |
|
|
Dub |
Unvan vermek,isim vermek,dublaj yapmak |
|
|
Insulate |
Yalıtmak,izole etmek,tecrit etmek Ayrı tutmak,ayırmak |
|
|
Replacement cost |
Değiştirme ücreti |
|
|
Skylight |
Tavan penceresi,aydınlık |
|
|
Skylight |
Tavan penceresi,aydınlık |
|
|
Switch off |
Kapatmak,söndürmek |
|
|
Cut down on |
Kısmak,azaltmak |
|
|
Inundation |
Su baskını,sel,boğma |
|
|
Engulf |
İçine çekmek Yutmak,dalıp gitmek |
|
|
Rickets |
Raşitizm |
Childhood disease caused by deficiency of vitamin D and sunlight associated with impaired metabolism of calcium and phosphorus |
|
Plateau |
Plato Yayla Süslü tepsi |
|
|
Facet |
Yön,taraf,görünüş, |
|
|
Facet |
Yön,taraf,görünüş, |
|
|
Breakthrough |
Buluş Cepheyi yarıp geçme |
|
|
Rewarding |
Faydalı,yapmaya değer,kârlı,ileriye dönük |
|
|
Precedence |
Öncelik,önce gelme,öncelik sırası,üstünlük |
|
|
Precedence |
Öncelik,önce gelme,öncelik sırası,üstünlük |
|
|
Grant |
Vermek,onaylamak,kabul etmek |
|
|
Entail |
Satılmaması koşuluyla mülk Mülkiyeti muhafaza Gerektirmek Yol açmak |
|
|
Cyclone |
Kasırga,hortum,tufan,siklon Coşkunluk |
|
|
Conventional |
Geleneksel Atomik olmayan Basmakalıp |
|